Merhaba Sevgili MANŞET Okuyucuları,
Bir haftalık bir aradan sonra yine ilgiyle okuyacağınız bir yazı ile karşınızdayım. Bu hafta sizlere merhametli olmanın bize ve çevremize ne gibi faydalar getireceği ile ilgili düşüncelerimi aktaracağım.
Merhametli olmak aslında bütün insanların yaratılışında olan ve insanları diğer yaratılanlardan ayıran en önemli hususlardan biri. Kitle iletişim araçlarında gördüğümüz zulme uğrayan bir çocuk için hissettiğimiz duygu ile sokakta bir taksinin çarparak yaraladığı sarı minik bir kedi yavrusuna karşı hissettiğimiz duygu ile aynı ise merhametli olduğumuz söylenebilir.
Merhamet etmek zaten kelime manası olarak acımak ve şefkat göstermek anlamına gelir. Doğal olarak bu da bizden daha zayıf ve güçsüz olan bir başka canlıya gösterdiğimiz şefkat ile ilgilidir. Şu bir gerçek ki insanlar dışında hemen hemen bütün canlılar bizden daha aciz ve zayıf olduklarından hepsine merhamet göstermeli ve daha güçlü olduğumuz için onlara zarar vermeye çalışmamalıyız.
Hemen her gün bir yerlerde okuyoruz “bir köpeğe ayakları kesilerek işkence edildi” “bir kedinin gözüne plastik eritilerek yakıldı” ve benzer birçok haber. Tabiî ki ilim tahsil etmekle bunlar aşılacaktır ama birey olarak da üzerimize düşenler var. Mesela merhamet duygusunu aşılamak için illa ki kitap okumak, okula gitmek gerekmeyebilir. Sosyal etkileşim denen bir olgu var. Merhametimizi görenler belki de bundan görsel olarak ders çıkaracak ve yapmış olduğu hatalardan vazgeçecek.
Evet, sokakta gördüğünüz bir köpek yavrusunun açlıktan ve susuzluktan halsiz bir şekilde yolda yürüdüğünü gördüğümüzde bir parça ekmek ve su vermek üzere yaptığımız basit bir hareket, bizi görenlere bir çeşit sosyal baskı bile yapabilir zamanla.
Aslında her şey birbirimizi sevmek ve tahammül etmekle başladığında, ortada inşa edilecek merhamet duygusu en üst seviyeye çıkacaktır. İster istemez merhamet duygusu toplumda yayılacak ve o her gün gördüğümüz okuduğumuz işkence haberleri zamanla azalacak ve yok olacaktır.
Hayat kısa sevelim sevilelim.
Hoşça kalın, dostça kalın…