İslam coğrafyasına baktığımızda karışık olmayan ülke yok, ben bu yazımda 62 şehit verdiğimiz 2.000 küsur yaralımızın olduğu, halen vurulan kardeşlerimizin olduğu, Filistin’den bahsetmek istiyorum.
İslam coğrafyası bir bütündür, haritamız, kalbimiz, zihnimiz dinimiz aynıdır. Kudüs’ü savunmak Ankara’yı savunmaktır, bir bütündür. Bu şehirler birbirlerini tamamlar güç verir. Bağdat’ta öyledir, Mekke’de, Medine’de öyledir. Bu coğrafyada şehirler bir bütündür. Filistin’de direnmek ile Türkiye’de direnmek aynıdır. Milli bir dirençtir. Kudüs hepimiz için ortak vatandır.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin başında basiretsiz adamlar var diye bizde mi sırt çevireceğiz, asla yeni Türkiye dünyaya karşı dik durabilecek güçtedir. 24 Haziran seçimlerinden sonra dünya Türkleri konuşacak, yeter ki herkes vicdanına sorarak oyunu kullansın Escort Beylikdüzü seçeceğimiz lider kan ve gözyaşının hâkim olduğu İslam coğrafyasındaki ülkelerde yapılan katliamları durdurabilecek seyirci kalmayarak “ONE MİNUTE” çıkışını yapan “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” cümlesini kuran Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yeniden seçsin.
Türkiye ve birkaç ülke dışında hiçbiri Filistin için, bir cümle bile söylemedi, o liderler, o rejimler, o ülkelerin birçoğu Amerika ve İsrail ile anlaştı. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan yönetimi Kudüs’ü sattı. Safderun değiliz. Müslüman dünyasını gizli anlaşmalar yaparak sattılar. ABD ve İsrail’le yaptıkları pazarlıklar ve karanlık ilişkileri var. Arap ülkelerinin liderleri, ya satılmışlar ya da Amerika tarafından o ülkelerin başına atanmışlardır.
Bunlar efendilerinin sözünden çıkamayan zavallı kölelerdir, hainlerdir, tarihe hain olarak geçeceklerdir. Yakın zamanda bunların onursuzluğu ve o kirli anlaşmaları ortaya çıkacak. Yakında Amerika ve İsrail istihbaratı ile ne hainlikler çevirdikleri, kutsal şehirleri neyin karşılığında peşkeş çektikleri ortaya çıkacak. Bizler Amerika’ya, İsrail’e kızarız, onlara kin tutarız, onları düşman görürüz, bizim önce bu hainleri İslam’ı satanları Kudüs’ü satanları bu suçluları konuşmamız lazım, çünkü bunlar yarın Mekke ve Medine’ye de birer Kudüs senaryoları uygulayabilirler, hatta ve hatta daha ileri gidip Amerika ve İsrail bayraklarını Mekke ve Medine’ye çekebilirler. Bunlar kendi halkının yüzüne bile bakamayacaklar. Bunlar bu coğrafyada yaşayamayacaklar. Biz dik duracağız, karşı çıkacağız. Bunlara kutsal şehirlerimizi peşkeş çektirmeyecek, elbette başımızdaki liderimiz Başkomutanımız bunların hakkından gelir. Nasıl Afrin’i yedirmedik sınırlarımızı temizledik bunları başarabilecektir Allah’ın izniyle…
Asıl önemli olan bizler birey olarak ne yapabiliriz. Bizler İsrail mallarını boykot ederek başlayabiliriz, boykot ederken, basın mensuplarını çağırarak İsrail içeceklerini dökerek olmaz, zaten onları alırken de bir mermi al kardeşlerimize sık demiş oluyoruz. Alış veriş yaptığımız marketlerdeki rafların yerini yeni İsrail malları ile yeniden doldurmuş oluyoruz. Sivil toplum kuruluşlarını bu boykota davet ediyorum. Afişler bastırarak “ BU İŞ YERİNDE İSRAİL MALLARI SATILMAZ” “BU İŞ YERİNDE İSRAİL MALLARI TÜKETİLMEZ “ gibi afişler hazırlayıp tüm esnaflara dağıtarak başlayabiliriz, çok güzel bir adım atabiliriz. Bozova’mız bunu yaparsa tüm Türkiye’ye ve dünyaya örnek oluruz. Bizler İsrail mallarını tüketmezsek ölmeyiz.
Saygılarımla selamlıyorum.
