Merhaba Sevgili MANŞET Okuyucuları,
Bu hafta sizlere samimi ve halis duygularla yapılan her işin nasıl başarıyı da beraberinde getirdiği konusunda birkaç önemli husus hakkında bildiklerimi aktarmaya çalışacağım.
Yaptığımız ya da yapacağımız iş ne olursa olsun samimiyetle sarılır ve sonuca odaklı çalışırsak mutlaka başarılı olabileceğiz. Ama bu bütün işlerimiz için böyledir. Önce inanacağız sonra da dört elle halis bir şekilde işimizi ne şekilde yapacağımız konusunda kendimize bir rota çizersek mutlaka istediğimiz sonucu elde edebiliriz.
Yapacağımız iş çok basit bir iş de olsa eğer hafife alır da umursamaz davranırsak başarı beklemeye de hakkımız olmaz. Kesinlikle azimli ve ihlaslı bir işin başarısızlıkla sonuçlanması mümkün değildir. Olsa da olur olmasa da olur düşüncesiyle bir işe başlarsak başarıya ulaşmamız da çok zor olacaktır.
Tabiî ki grup halinde yapılan işlerde ihlasın ve gayretin önemi daha da farklı olacaktır. Hepimizin bildiği gibi bir futbol maçında kalecinin bir forvet gibi oynaması beklenemez ve anormal bir durumdur. Forvetin görevi gol atmak, kalecinin görevi gol yememektir. Maça çıkarken bunun bilincinde olan takımın her ferdi üzerine düşeni yapar ve samimiyetle maça odaklanırsa tabiî ki de başarı kaçınılmaz olacaktır.
Eskiden imece usulü halkımız arasında bir yardımlaşma biçimi idi. Burada insanlar yapacakları her iş için samimiyet ve azimle birbirlerine yardım ederler ve neticesinde tek başlarına çok üzün sürede yapabilecekleri ya da tek başlarına yapamayacakları işleri kolayca halledebilirlerdi.
Sözün özü işimiz ne olursa olsun hırsa kapılmadan ancak ihlas ve azimle işimizi yapmaya çalışmalıyız, gerisi zaten başarıya açılan kapıdır.
Hoşça kalın, dostça kalın…