Merhaba Sevgili MANŞET Okuyucuları,
Bir hafta aradan sonra tekrar sizler için bir yazı daha kaleme almaktan dolayı mutlu olduğumu bilmenizi isterim. Bu hafta yine toplum içerisinde yaşanılan ve özellikle de ikili ilişkilerde olmazsa olmaz konumda bulunan dürüstlük konusu hakkındaki düşüncelerimi paylaşacağım.
Kişinin düşündüğü ve söylediği dürüstlük tanımı ile fiiliyatta yaptıkları aynı olmalıdır. Yazılan ve söylenilen doğrulardan çok yapılan doğrulara ihtiyacımız vardır. Doğru insan iyiliğe anahtar, kötülüğe kilit olur. Tabii ki doğrularda doğru kalabilmenin yolu, yücelerin cücelere mekân olmaması için çalışmaktır.
Dürüst, doğruyu doğru(ca) söylemelidir. Yalancılıktan uzak kalmak, dürüstün şiarı olmalıdır. Yalancı şahitlik, dürüstün semtine bile uğramaya cesaret etmemelidir. Ne kadar dik durursan dürüstlük seviyen de o kadardır kanımca.
Dürüst, söz verme konusunda da dosdoğru olmalıdır. Söz vermek sorumluluk almaktır. Ahde vefa, verilen sözün tutulup tutulmamasında ölçüdür. Söz verip yerine getirmeyenler yalancı, düzenbaz, zayıf karakterli, kötü huyludurlar. Bunlar toplumda bir değer ifade etmez. Sözlerini yerine getirenler sağlam karakterli, samimi, iyi huylu, güvenilirdirler. Bunlar toplumda lâyık oldukları yeri bulur. İstiklal Marşı Şairimiz Merhum Mehmet Akif ERSOY bir arkadaşı ile radevulaşmış. Sözleştikleri yerde saatlerce arkadaşını beklemiş hem de yağmurun altında. Arkadaşı gelmemiş. Ertesi gün sormuş neden gelmedin diye. Arkadaşı: Hava yağmurluydu gelmezsin diye düşündüm demiş. Söz vermek böyle bir şeydir işte değerli okurlar.
Verdiği sözün arkasında duranlar güzel ahlâk sahibi, vefalı, samimi, sağlam karakterlidirler. Sözü şahsi menfaatleri için kullananlar-çoğumuzun en çok serzenişte bulunduğu-; samimiyetsiz, zayıf karakterli kişilerdir.
Hile ve haksızlıktan uzak durmak, işin şirazesidir. Ayıplı mallarımızla ilgili özel dikkatimiz olmalıdır. Hesap günü unutulmadığı sürece işte dürüstlüğe halel gelmeyecektir. Atasözümüz bunu net bir şekilde şöyle açıklıyor: Sen doğru ol; eğri belasını bulur. Dürüstlükten daha büyük bir miras bırakamayacağımız aşikârdır.
Unutmayalım, ‘Allah yarına bırakır belki ama yanına bırakmaz.’
Özde, sözde ve işte dürüst insanların arttığı bir dünyada yaşayabilmek umuduyla…
HOŞÇA KALIN, DOSTÇA KALIN…