Basın bir milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşada, bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde basın başlı başına bir bir kuvvet, bir mektep bir rehberdir. Basının asıl görevi budur.
Hal böyle iken, Basın bu doğrultuda hareket ediyorsa halka, millete düşende gazeteyi alıp okumaktır. Basın kamu vicdanıdır, basın sessiz çoğunluğun sesidir, basın alaya alınacak hafife alınacak bir meslek değildir. Basın karanlıkta ışık, istikamet belirleyici, bir kuvvet, bir okul ve bir rehberdir.
Basın mucittir değerleri keşfeder, basın uzaklarda küçücük bir nokta kadar ancak beliren aslında keşfettiğin zaman dünyadan ne kadar büyük olduğunu görendir. Basın sokaklarda başıboş hayvanları toplanır, kuruyan ağaçları sulatır, toplanmayan çöpleri toplatır, kirlenen yüzme havuzlarını temizlettirir, velhasıl apayrı bir frekanstır.
Maalesef bizim toplumda gazetecilik çok zor bir o kadar zahmetlidir. Aslında güzel yanları da vardır. Hani bazen hacılarımız hocalarımız anlatır ya gece başını yastığa koyduğunda muhasebeni yap bugün Allah için ne yaptın sorusuna cevap ara diye. İşte öyle bir şey ki hiç bir şey yapmasan yapamasan bile bir belediye görevlisine falanca sokağın çöpleri atılmamış şuradaki parkın otları biçilmemiş diye uyardığında aynı gün uyarıların dikkate alındığında işte bu bugün yaşadığım bu toplumda toplum yararına iyi bir şeyler yapmanın sevincini yaşıyorsun. Bunlar gazete manşetlerine taşınacak şeyler değil şunları yaptık yapıyoruz demenin de bir anlamı yok. Eski alışkanlıklarını sürdüren küçük bir ilçede yaşıyoruz şimdiye dek ketum politikalarla ilçe yönetilmiş imarı işsizliği eğitimi sosyal ve ekonomik gelişimine hiç bir katkı sunulmadığı alenen ortadadır.
Neden diye bazen düşünmeden de edemiyorum. Çift taraflı sorunlar var çözüm odaklı hareket kabiliyetimiz maalesef yok özveride yok küçük bir için memnuniyet ifadeleri var. İşte o koskocaman gövdeleri ile bir araya gelecek sessiz çoğunluğun cesareti yok. Herkes sırtını bir yerlere yaslamış kimisi düzeneğini kurmuş kimisi de yağmurun yağdığı yere tarlasını götürmekle meşgul ne yaparsın. Okullara gazete verirsin biz abone olmayacağız getirmeyin der, kuyumcuya verirsin bir daha getirmeyin der avukat istemez siyasi partiler istemez petrol sahipleri istemez beyaz eşya mağazaları gazete almaz. STK lar muhtarlar gazete alıp okumaz. Bakıyorum da düzeneğini kurmuş legal & illegal herkes halinden menün. İşler iyi karınlar tok kimin umurunda ilçede yüzlerce aç açıkta ve işsiz insan var kimin umurunda falanca memurun falanca kadrolu işçinin eşi İŞKUR’da maaş alıyor garibanlarında nefesleri açlıktan kokuyor. Kimin umurunda iktidar partisi belediye meclis üyeleri ve encümenler yıllardır ŞUSKİ ve BELSAN gibi kurumlara kardeşini oğlunu yeğenini koyduğunu kimin umurunda bazı iktidar partisi yetkilileri kendi özel çiftlik yollarına asfalt döşediği kimin umurunda.
Birilerinin umurunda olmayabilir ama bizim umurumuzda arkadaş gazetecilik yapıyorsam benim umurumda biz bazı yanlışlara bazı haksızlıklara dur demek için bu yola çıktık. Artık yok öyle alavere dalavere her zaman Kürt Mehmet nöbete böyle gelmiş olabilir ama böyle gitmeyecek artık böyle biline.
