Çilingir masasında hiç de hoş olmayan ama nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde ve de geç saatlerde sadat din olunca bozuldum tabi… Ancak bu eski dostlarımdan kazıklamadığım yok! Dolayısıyla, yanlarında ahkam kesmek için ne yüzüm var, ne de sözüm.
Spartaküs; “eee! eski müteahhi ve iş adamı! Buraya nasıl düştün? Anlat hele!”dedi. Zeusss; “Anlatmasına gerek yok, bizi acındırıp çarpabilir. Genel satıcı kapitalisti, kapitalizm çarpmış, kısaca cezasını vermiş. İcra ve diğer alacaklardan kaçmak için buraya sığınmış.”dedi.
Ecmainn ayara girerek; “arkadaşı ağası, şeyhi, yeni babası, cemaati ve yeni dostları çarpmış, uyanıklar dünyası işte! Allah belasını verince de yine dımdızlak buraya gelmiş”dedi.
Araya Apollo girerek; “yeter arkadaşlar, yeterince yüzüne vurduk. Hadi eski dostumun şerefine!” deyip kadeh kaldırınca, sevinçle eşlik ettim. Ama bu sevinç kursağımda kaldı. Çünkü Apollo bir yudum aldıktan sonra; “oğlum cemaat adına sövüşlediklerin, inşaatta malzemeden kaçırdıkların, vermediğin hizmetlerden aldıklarından, bindebir yatırım yapsaydın bu mahalleye, şimdi böyle buynu bökük bakar mıydın lan, kalleş!” diye güldü…
-“Haklısınız ağbi, anlayışınız için hepinize müteşşekirim.”dedim samimiyetle. Ama onları samimiyetime alıştırmak, daha doğrusu inandırmak, uzun zaman alacak.
Hayatım film gibi derler ya, aynı öyle bir yaşantı sürdüm. Ama hep kötü adamı temsil ettim. Oldum olası, hep vurdum duymaz ve kısa vadeli menfaatler uğruna her şeyi, herkesi harcadım. Sonunda harcandım ama akıllandığımı söyleyemem, av peşindeyim…
Bu varoş mahallede hemen hemen herkesin bir lakabı var; adım Ali ama kimi Cin, kimi de Cengiz diye seslenir. Annem oğul, kızlarım baba der. Sadece eşim adımla hitap eder. Babam elli yıl önce ben henüz beş yaşındayken Avrupa’ya gitmiş ve gidiş o gidiş, hiç hatırlamıyorum. Cenazesini almamız için arandığımızda, annem kabul etmedi ve ardından bir Fatiha bile okuyamadık…
Ertesi gece harabe evde ışık görünce, hırsız mı var diye bakınan Ramses; eline bir sopa alıp saldırıya geçti ve bir kaç sopa yedim. “Ulannn! hac için biriktirdiğim paramı yedin, çabuk çıkar.”dedi. kavga sesini duyan geldi. Evet, hacca götüreceğim diye parasını alıp, ortadan kaybolmuştum. Arkadaşların sayesinde yatıştı ve “Allah beter etsin”deyip çıktı.
Ramses, dindar ve dürüst bir arkadaş. Benim çarpmamdan sonra önce Umre, sonra Hac görevini ifa ettiği de biliyordum. Her kes Hacı Ağbi diyordu ama eski lakabı aklımda kalmış… Bu ismin hikayesi unutulacak gibi değil… (devamı haftaya)